Breaking News
Loading...
9 Ocak 2015 Cuma

Mustafa Kemal Atatürk İsmet İnönü Sürtüşmesi

Tarihimiz ne yazıkki Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü'nün aralarının her zaman iyi ve güllük gülistanlık olduğunu gösterir, oysa gerçekler çok daha farklı.Bu yazımda aslında Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü arasındaki ilk ufak sürtüşmelerden bahsetmek istiyorum, hatta anı niteliğinde
iki sürtüşmeden, burada bahsedeceklerim ise gerçeğin sadece binde biri niteliğinde, oysa dikkatli bir tarih araştırmacısı ve okuru bu sürtüşmelerin çok daha fazlası olduğunu bilirler, hatta aralarındaki en büyük tartışmalar ise Atatürk'ün İsmet İnönü'yü başbakanlıktan aldığı ve yerine İktisat Vekili Celal Bayar'ı getirdiği 1937 yılı öncesinde patlak vermiştir.Burada bahsedeceğim iki anlaşmazlık ise daha önceki dönemlerde yaşanmış ve ilk sürtüşmeler niteliğindedir.
Aşağıda yazan ve resmi bulunan iki yazı Kılıç Ali'nin Atatürk'ün Hususiyetleri kitaplarından alınmadır.

"Bir gün toplanmış olan ve benim de aralarında bulunduğum bir fırka divanında, İmalatı Harbiye fabrikasında yapılan kadro dolayısıyla açıkta bırakılan amelelerin vaziyeti müzakere mevzuu olurken İsmet Paşa’nın, (İsmet İNÖNÜ) ameleyi himaye eden Recep PEKER merhuma kızarak : 
 '-Hakimiyet-i milliye, efkarı umumiye sözleri bir lafz-ı muraddan ve bir takım süslü kelimelerden ibarettir. Böyle bir şey yoktur.Bütün dünyada cari ve mukadder olduğu gibi mesele, okur yazar denilen ekalliyetin, okuması, yazması olmayan ekseriyeti idare etmesidir. Ekalliyet denilen okur yazarların da başlarına menfaat yularını geçirip hazine yemliğine bağladın mı, bütün idare yoluna girer ve muntazam işler! '

mealinde verdiği cevapları Atatürk duyduğu zaman ne kadar müteessir olmuş, ne kadar kızmışlardı. Bu sözlerin sarf edildiği o günlerde bir sırasına getirerek : 
'- Bu gibi sözleri söyleyenler ancak memleket ve milletle alakası olmayan kimselerdir.Bir millet ki hayatı tarihten uzundur ve tarih onun menkıbeleri, zaferleriyle doludur. Varlığını ve Türklüğünü bugüne kadar muhafaza eden böyle bir millete -efkarı umumiye yoktur!-  demek, bu ne derin gaflet, ne büyük cehalettir.Memleketimizin, milletimizin başına gelen felaketlerin çoğu, bilhassa yakın tarihimizde gördüklerimiz, bu çeşit insanlar yüzünden gelmiştir.Herkes bilmeli ki millet efradı sürü halinde vesayetle idare edilemez! '  diyerek ağır bir ders vermişlerdir." (Kılıç Ali - Atatürk'ün Hususiyetleri Sayfa : 67)





"Recep! Ben bir adamı alır yükseltirim. Fakat o, hazmedemez, durumu takdir etmezse (değerlendiremezse) ve hele bu olağanüstülüğü de kendinin sanırsa bir gün kaldırır atarım. Ve benim attığım paçavra olur. Öyle değil mi?
Deyip ellerini masaya vurmaya başladı.Bir iki saniyelik sükuttan sonra da Recep Peker'den :
'Öyle değil mi?'
Diye sormuştu.
Etrafındakiler evvala bu sözlerin Recep  Peker'e ait olduğunu zannetmişlerdi.Fakat biraz sonra kasdedilenin İsmet Paşa olduğunu anlamakta gecikmediler."
(Kılıç Ali - Atatürk'ün Hususiyetleri Sayfa : 87)

Mustafa Kemal Atatürk İsmet İnönü Sürtüşmesi

Tarihimiz ne yazıkki Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü'nün aralarının her zaman iyi ve güllük gülistanlık olduğunu gösterir, oysa gerçekler çok daha farklı.Bu yazımda aslında Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü arasındaki ilk ufak sürtüşmelerden bahsetmek istiyorum, hatta anı niteliğinde
iki sürtüşmeden, burada bahsedeceklerim ise gerçeğin sadece binde biri niteliğinde, oysa dikkatli bir tarih araştırmacısı ve okuru bu sürtüşmelerin çok daha fazlası olduğunu bilirler, hatta aralarındaki en büyük tartışmalar ise Atatürk'ün İsmet İnönü'yü başbakanlıktan aldığı ve yerine İktisat Vekili Celal Bayar'ı getirdiği 1937 yılı öncesinde patlak vermiştir.Burada bahsedeceğim iki anlaşmazlık ise daha önceki dönemlerde yaşanmış ve ilk sürtüşmeler niteliğindedir.
Aşağıda yazan ve resmi bulunan iki yazı Kılıç Ali'nin Atatürk'ün Hususiyetleri kitaplarından alınmadır.

"Bir gün toplanmış olan ve benim de aralarında bulunduğum bir fırka divanında, İmalatı Harbiye fabrikasında yapılan kadro dolayısıyla açıkta bırakılan amelelerin vaziyeti müzakere mevzuu olurken İsmet Paşa’nın, (İsmet İNÖNÜ) ameleyi himaye eden Recep PEKER merhuma kızarak : 
 '-Hakimiyet-i milliye, efkarı umumiye sözleri bir lafz-ı muraddan ve bir takım süslü kelimelerden ibarettir. Böyle bir şey yoktur.Bütün dünyada cari ve mukadder olduğu gibi mesele, okur yazar denilen ekalliyetin, okuması, yazması olmayan ekseriyeti idare etmesidir. Ekalliyet denilen okur yazarların da başlarına menfaat yularını geçirip hazine yemliğine bağladın mı, bütün idare yoluna girer ve muntazam işler! '

mealinde verdiği cevapları Atatürk duyduğu zaman ne kadar müteessir olmuş, ne kadar kızmışlardı. Bu sözlerin sarf edildiği o günlerde bir sırasına getirerek : 
'- Bu gibi sözleri söyleyenler ancak memleket ve milletle alakası olmayan kimselerdir.Bir millet ki hayatı tarihten uzundur ve tarih onun menkıbeleri, zaferleriyle doludur. Varlığını ve Türklüğünü bugüne kadar muhafaza eden böyle bir millete -efkarı umumiye yoktur!-  demek, bu ne derin gaflet, ne büyük cehalettir.Memleketimizin, milletimizin başına gelen felaketlerin çoğu, bilhassa yakın tarihimizde gördüklerimiz, bu çeşit insanlar yüzünden gelmiştir.Herkes bilmeli ki millet efradı sürü halinde vesayetle idare edilemez! '  diyerek ağır bir ders vermişlerdir." (Kılıç Ali - Atatürk'ün Hususiyetleri Sayfa : 67)





"Recep! Ben bir adamı alır yükseltirim. Fakat o, hazmedemez, durumu takdir etmezse (değerlendiremezse) ve hele bu olağanüstülüğü de kendinin sanırsa bir gün kaldırır atarım. Ve benim attığım paçavra olur. Öyle değil mi?
Deyip ellerini masaya vurmaya başladı.Bir iki saniyelik sükuttan sonra da Recep Peker'den :
'Öyle değil mi?'
Diye sormuştu.
Etrafındakiler evvala bu sözlerin Recep  Peker'e ait olduğunu zannetmişlerdi.Fakat biraz sonra kasdedilenin İsmet Paşa olduğunu anlamakta gecikmediler."
(Kılıç Ali - Atatürk'ün Hususiyetleri Sayfa : 87)

Back To Top