Zeki(Kadirbeyoğlu) gibi delegeler Mustafa Kemal'i kongrede bu kıyafetlerle katılmasının Milli Hakimiyet için tehlike arzettiğini ve ayrıca Mustafa Kemal'in umumi efkârdaki Saraya isyan etmiş bir asker görünümünde olması dolayısıyla bu kongreye katılmasının, kongre için zararlı olacağını söylemeleri gibi tartışmalar Erzurum Kongresi'nde büyük çatışmalara neden oldu, Mustafa Kemal'in kıyafeti olmadığından dolayı askeri resmi kıyafetle katılmış olduğunu belirtmesi ve Erzurum Valisi Münir Bey'den alınan Jeketayı giyerek kongreye katılması ve Kazım (Karabekir) Paşa'nın nüfusunu kullanarak kongre başkanlığına Mustafa Kemal'i getirtmesi ve başkan vekiliğine de Rauf (Orbay) Beyi getirtmesi gibi durumlarla hava biraz olsun soğudu, 23 Temmuz'da başlayan kongre 7 Ağustos tarihinde sona erdi, Erzurum gecelerinde Mustafa Kemal ve çevresindekiler ileride ülke durumunun ne olacağı ile ilgili konuşuyorlardı, işte bu gecelerden birinde İzmit Mutasarrıfı İbrahim Süreyya (Yiğit) Bey ve Mustafa Kemal ve ardından Mustafa Kemal'in çağrısı ile gelen Mazhar Müfit (Kansu) ile aralarında konuştukları ve Mustafa Kemal'in Türkiye'nin geleceğini aslında o zamanlardan planladığını gösteren bölümü Mazhar Müfit (Kansu) ve İbrahim Süreyya (Yiğit) Bey anılarında anlatmaktadir.
Erzurum Kongresi’nin bittiği, 7 Ağustos 1919 gecesi Mustafa Kemal Paşa, Süreyya Bey (Yiğit) ile dertleşmesini sürdürürken, aniden beni uyandırıp yanına çağırdı. Bir süre, sonra aramızda şöyle bir konuşma geçti: - Mazhar not defterin yanında mı? - Hayır Paşam! - Zahmet olacak, ama bir merdiven inip alacaksın. Hadi al gel! Nerede ise sabah olacaktı. Fakat, O’nun yanındayken dünya, gecesi gündüzü olmayan bir âlemden ibaretti. Binaenaleyh, uyku ihtiyacı da yoktu. Hemen aşağıya indim. Not defterimi alıp geldim. O, hatıra defterime ve günü gününe her olayı not edişime hem memnun olur hem de bazen şaka yapmaktan kendisini alıkoymazdı. -Hafızalarımız zayıfladığı zaman Mazhar Müfit’in defteri çok işimize yarayacak derdi. Defteri getirdiğimi görünce, sigarasını birkaç nefes üst üste çektikten sonra: -Amma bu defterin bu yaprağını kimseye göstermeyeceksin. Sonuna kadar gizli kalacak. Bir ben, bir Süreyya, bir de sen bileceksin, dedi,. Şartım bu Süreyya da ben de : -Buna emin olabilirsiniz Paşam dedik. Paşa bundan sonra: -Öyle ise önce tarih koy! dedi. Koydum: 7-8 Temmuz 1919. Sabaha karşı. Tarihi sayfanın üzerine yazdığımı görünce: -Pekala yaz, diyerek devam etti: -Zaferden sonra hükümet şekli cumhuriyet olacaktır. Bunu size daha önce de bir sorunuz nedeniyle söylemiştim. Bu bir. İki: Padişah ve hanedan hakkında zamanı gelince gereken yapılacaktır. Üç: Tesettür (örtünme) kalkacaktır. Dört: Fes kalkacak, medeni milletler gibi şapka giyilecektir. Bu anda gayri ihtiyari kalem elimden düştü. Yüzüne baktım. O da benim yüzüme baktı. Bu, gözlerin bir takılışta birbirine çok şey anlatan konuşuşuydu. Paşa ile zaman zaman senli benli konuşmaktan çekinmezdim. -Neden durakladın? deyince: -Darılma ama Paşam, sizin de hayalperest taraflarınız var, dedim. Gülerek : -Bunu zaman gösterir. Sen yaz, dedi. Yazmaya devam ettim. -Beş: Latin harfleri kabul edilecek. -Paşam yeter yeter dedim ve biraz da hayal ile uğraşmaktan bıkmış bir insan edası ile: -Cumhuriyet’in ilanını başaralım da gerisi yeter, diyerek defterimi kapadım ve koltuğumun altına sıkıştırdım. İnanmayan bir adam tavrı ile: -Paşam sabah oldu. Siz oturmaya devam edeceksiniz, hoşçakalın diyerek yanından ayrıldım. Gerçekten de gün ağarmıştı. Süreyya da benimle beraber odadan çıktı. Fakat burada ve bu anda olayların beni nasıl yanıltıp ve M. Kemal’i doğruladığını daha doğrusu Mustafa Kemal’in beni nasıl bir cümle ile mahcup ettiğini itiraf etmeliyim. Çankaya’da akşam yemeklerinde birkaç defa: -Bu Mazhar Müfit yok mu? Kendisine Erzurum’da tesettür kalkacak, şapka giyilecek, Latin harfleri kabul edilecek dediğim ve bunları not etmesini söylediğim zaman defterini koltuğunun altına almış ve bana hayalperest olduğumu söylemişti.Kaynak ; Mazhar Müfit Kansu, ’Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber’, 1936
Kaynak ; İbrahim Süreyya Yiğit - Atatürk'ie 30 Yıl Sayfa : 128, 129, 130